14 Mayıs 2014 Çarşamba

14 MAYIS (EFSANESİ, BEYAZ İHTİLÂL "İNSAN HAKLARI, ADALET, HUKUK" VE DEMOKRASİ BAYRAMI);, Naci AKIN

14 MAYIS (EFSANESİ, BEYAZ İHTİLÂL "İNSAN HAKLARI, ADALET, HUKUK" VE DEMOKRASİ BAYRAMI)
Naci AKIN
14 Mayıs 1950, tarafsız gözlemcilere, siyaset bilimcilerine, sosyologlara, politika analistleri ve araştırmacılara göre; Türkiye’de halkın kendi geleceğine el koyduğu, oligarşik diktaya başkaldırarak kutsal oylarıyla Milli Şeflik rejimine son verdiği, iktidarın kansız, darbesiz, baskısız, hilesiz ve entrikasız bir şekilde el değiştirmesine vesile olduğu gündür. Büyük millet çoğunluğuna göre de ‘öteki’ olmaktan, tebaa olmaktan kurtulup, vatandaş olduğunu hissettiği; Mustafa Kemal’in “Köylü Milletin Efendisidir” sözünün gerçekleştiği; ülkenin, sivil asker bürokratlar, seçkinler, mütegallibe ve bir avuç oligark tarafından değil bizatihi halkın kendisi tarafından da yönetilebileceği iradesinin ortaya konulduğu gündür.
Din, dil, ırk, etnik kimlik, cinsiyet, siyasal tercih, inanç ve ideolojileri ne olursa olsun, kendini bu ülkenin asli unsuru olarak gören, demokrasiyi benimsemiş ve özümsemiş, evrensel değerlere, hukuka, temel hak ve hürriyetlere saygılı her Türk vatandaşının da 14 Mayıs vakası ile ilgili bakış açısı hemen hemen yukarıdaki tanımlamalarla aynıdır.
Elbette 14 Mayısa bu gözle bakmayanlar da vardır. Milletin iktidara ortak olmasını, milletin gerçek efendilerinin yönetime el koymasını hazmedemeyen seçkinciler, jakobenler, eşit yurttaşlığı içlerine sindiremeyenler, halkı cahil oy çoğunluğu diye görenler 14 Mayısı bir türlü kabullenememişler ve hep karşı devrim olarak nitelemişlerdir. Sadece onlar mı? Demokrat Partinin ellerinden silahını aldığı din istismarcıları, İslam Devleti hayalcileri, siyasal İslamcılar da 14 Mayısı kabullenememişlerdir. Zira 14 Mayısta milletin iktidara gelmesiyle “din elden gidiyor” safsatasıyla arkalarına alabilecekleri insan kalmamıştır. Demokrasi hem laikliğin ve hem de din ve vicdan hürriyetinin teminatıdır ve 14 Mayıs ile Türkiye’de demokrasinin yolu açılmıştır. Bu kadar da değil! Siyasal Kürtçüler ve bölücüler de 14 Mayısı hazmedememiştir, Zira 14 Mayısın getirdiği demokrasi ve hürriyet iklimi yurdun her köşesindeki yurttaşlarımızı bu devletin asli unsuru olarak görmüş, yönetime katılım ve hizmette paylaşımı düstur edinmiştir. Kalkınma köyden başlayacaktır politikası, Diyarbakır, Erzurum, Mardin, Hakkari kırsalı ile Edirne, Manisa, Aydın, Samsun kırsalını birbirinden ayırmamış hizmeti imkanlar ölçüsünde eşit dağıtmaya özen göstermiştir. Her yörede, her kimlikte yurttaşlar siyasete katılım, seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanabilme hakkına kavuşmuştur. O yüzdendir ki; 89 yıllık Cumhuriyet tarihinde bölücü silahlı kalkışmanın yaşanmadığı yegane dönem 10 yıllık DP iktidarıdır. Zira bölücü Siyasal Kürtçülere istismar edecekleri alan bırakılmamış, taraftar da bulamamıştır.
64 yıl sonra bugün maalesef yeniden bir 14 Mayısa ihtiyacımız var! 
Büyük millet çoğunluğunun arzusu ve isteği de budur. Maalesef 14 Mayısın getirdiği demokrasi ve hürriyet ikliminden gittikçe uzaklaştık. 14 Mayısı karşı devrim gören zihniyetin gerçekleştirdiği darbeler, muhtıralar, demokrasi dışı müdahaleler, demokrasiyi, özgürlükleri rafa kaldırdığı gibi, demokrasi dışı, rejim karşıtı, bölücü ve siyasal İslamcı unsurların yeşermesi, güç kazanması için zemin oluşturdu. Demokrasiyi amaç değil araç olarak gören zihniyet iktidara taşındı, hukuk siyasallaşmaya yüz tuttu, baskılar arttı adeta Milli Şeflik dönemi hortlamaya başladı. Çare yeniden 14 Mayıs ruhunu yeşertmekte, onun kucaklayıcı şemsiyesi altında birleşmektedir. Eminim ki; Bugün hem iktidar partisi ve hem de muhalefet partileri guruplarında farklı açılardan baksalar dahi aynı arzuyu taşıyan, 14 Mayıs ruhunu arayan veya en azından arayanlara yoldaş olabilecek yüzlercesi vardır. Öyle inanıyorum ki; Büyük milletimizin kahir bir çoğunluğu aynı paralelde düşünmektedir.
O yüzdendir ki Bahçeli’nin çatı formülünü önemsiyorum. 
Herkesin siyasi hesapları ve mülahazaları bir tarafa bırakarak büyük millet çoğunluğunun hislerine, isteklerine tercüman olabilecek ortak bir çözüm etrafında birleşmesi gerekmektedir. Bu çözüm yeniden bir 14 Mayıs ruhunu ateşleyecek, milletin ortak değerlerini öne çıkaracak, kutuplaştıran değil kucaklayan bir portre çıkarmalıdır. Bugünkü CHP 14 Mayısta yenilen CHP değildir, en azından sosyal demokrat olduğunu ve yeni olduğunu ifade etmektedir ve 14 Mayıs ruhuyla da çok fazla ters düşmemektedir.
14 Mayısta oligarşik diktaya dur diyen aziz Türk milleti böyle bir portreyi de bağrına basacak, bugün de bir 14 Mayıs tarihi yazacaktır. Peki bu portre nasıl olmalıdır?
Demokrat olmalıdır. Hangi siyasi görüşte olursa olsun karşıt fikirlere saygılı, demokrasiye bağlı, temel hak ve özgürlükleri savunmalıdır.
İnançlı olmalıdır, dine ve dindarlara saygılı olmalıdır ancak kendi inancında olmayanlara hürmetkâr, laikliğe bağlı, din ve vicdan özgürlüklerine sonuna kadar sahip çıkmalıdır.
Milli ve Manevi değerlerine, kültürüne, tarihine bağlı olmalıdır. Ancak milliyetçiliği, ayrıştırıcı, bölücü değil aksine birleştirici, bütünleştirici, tüm kimlikleri koruyucu ve kucaklayıcı olmalıdır.
Ulusal değerlere bağlı olduğu kadar küresel bakış açısına da sahip olmalı, dünya ile bütünleşmeye açık olmalı ancak milli çıkarları her daim ön planda tutmalıdır.
Cumhuriyete bağlı, Cumhuriyetin temel niteliklerinin tümünü birden sahiplenen hiçbirini diğerinin önüne geçirmeyen bir anlayışa sahip olmalıdır.
Halkının refah ve saadetini, her şeyin üstünde tutan, fakirlikte değil zenginlikte eşitliği hedefleyen, bireyler arasında ve bölgeler arasında gelir dağılımındaki adaletsizliği en aza indirebilecek bir vizyona sahip olmalıdır.
Kutuplaştırıcı değil kucaklaştırıcı olmalıdır, 75 milyonun tamamını kucaklamalıdır.
Katılımcı olmalıdır, katılımcı demokrasiyi benimsemeli, çoğunlukçu değil çoğulcu zihniyette olmalıdır.
Karizmatik olmalı, lider vasıflarına sahip olmalı halkı söylem ve davranışları ile etki alanına çekebilmelidir.
Tabi bu nitelikler daha da çoğaltılabilir, böylelikle aday sayısı da azaltılabilir. Asıl olan Türkiye’nin süratle gerilimden kurtulması, normalleşmesine zemin oluşturacak, halkın taleplerine, arzularına cevap verebilecek ortak çözümün bulunmasıdır.
Yeni bir 14 Mayıs, yine bir 14 Mayıs.., 
Hedef yeniden hür ve bağımsız, müreffeh büyük Türkiye.
http://www.selendimedya.com/naci-akin-13/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder