30 Aralık 2013 Pazartesi

68. YIL ANISINA; HASAN KORKMAZCAN

KURULUŞUNUN 68. YILI ANISINA
“46 ŞAFAĞI’NDA DEMOKRAT PARTİ”
Hasan KORKMAZCAN
İkiyüz yıllık bunalımlı arayış dönemlerinin sonunda, 7 Ocak 1946 tarihinde Türk siyaset tarihinin en önemli adımlarından biri atıldı.
Demokrat Parti kuruldu.
Altmışlı yıllardan seksenli yıllara kadar, benim çok dinlediğim “Biz 46 Şafağı’nda Yola Çıkanlar” tanımlaması, merkez- merkez sağ siyasetin ortak kimliği oldu. Bu söylemi, demokrasi döneminin önemli hatiplerinden Talât Asal, Ali Naili Erdem ve Cevat Önder’in davudi seslerinden hâlâ duyar gibiyim.
Demokrasi, milli değerler, hukuk devleti, halka hizmet bilinci, faziletli yönetim, Cumhuriyetin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, egemen ve bağımsız bir toplum olarak dünya milletleriyle yarışmak, dünya barışına katkı, evrensel kültürü halkı Müslüman ve laik yönetimi benimsemiş bir millet olarak zenginleştirmek, dayanışma ruhuyla kalkınmasını bir arada gerçekleştirerek huzur ve refah toplumuna uzanmak hepimizin ortak hülyasıydı.
Her dara düştüğümüzde, her rehavete kapıldığımızda “46 Şafağı’nı” hatırlamak bize yeni bir başlangıç yapmanın enerjisini verirdi. Yeni başlangıçlar için hiçbir koşul bizi yılgınlığa ve bezginliğe itemezdi.
1946 Şafağı’nda Yola Çıkanlar” 
bilinci, millet hizmetinde üç-dört kuşağı kozmik bir eylem bulutu gibi sarmıştı.
1957 Seçimleri’nin sonuçlarını Isparta Demokrat Gazete’nin matbaasında şafak vaktine kadar izlemiştim. O yıllarda Celal Bayar’ı, İsmet İnönü’yü, Tevfik İleri’yi, Said Bilgiç’i, Suphi Baykam’ı, Fethi Çelikbaş’ı salonlarda ve meydanlarda dinlemiştim. Adnan Menderes’le şafak vakti yollara düşüp temel atma törenlerinin haberlerini yazmıştım. “Kıbrıs Türktür, Türk Kalacaktır” sloganlarıyla mitinglerde konuşanlardan biri olmuştum.
27 Mayıs darbesi bu coşkuyu durdurdu.
Adeta ırmağın yatağını değiştirdi.
Daha önce halktan yönetime, partilerden halka geçen enerji akımı kesildi.
Büyük şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiiri, içinde her sınıftan Türk insanının bulunduğu bu sinerji yumağının en güzel tasviridir.
İşte, 27 Mayıs’ta kaybedilen bu ruh olmuştur.
Anadolu’nun büyük ozanı Homeros da her destan bölümüne güzel Anadolu’nun şafaklarını anlatarak başlar: “Toprakların üstünde uyanan Şafak kızı, gül parmaklarıyla ufukları boyarken kahramanlar yola koyulur.”
Bu Anadolu Şafakları, bu binlerce yıllık yurdumuzun hep taze başlangıçlara yönelten çağrıları, atalarımızı “Uzak Asya’dan” İstanbul’a, Roma’ya, Viyana’ya koşturmuştur.
1946 Şafağı da, Milli Mücadele kahramanlarını elbirliğiyle demokratik rejimi kurma görevine ulaştırmıştı.
Zamanın Milli Şefi de, zamanın muhalefet liderleri de TBMM’nin İstiklal Madalyası’yla onurlandırdığı gazilerdi. Onlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün silah, siyaset ve dava arkadaşlarıydı.
1950-1960 arasındaki kavgaları da sert oldu. Kırıcı oldu. Fakat bugüne kadar her kalite erozyonunda dönüp örnek aldığımız, devlet yönetiminin faziletli uygulamalarını da Türk tarihine onlar yazdılar.
1961 sonrasında bizler yine 46 Şafağı’nın ilhamlarıyla demokrasiyi yeniden inşa etmeye koyulduk.
1971 sonrasında yeni darbe saldırılarına 46 Şafağı’nın bilinciyle  karşı koyduk. Bu yıllarda, demokrasinin yaralarını sarma konusunda İnönü-Bayar yakınlığına tekrar tanık olduk. Milli Mücadele’de yorgun vatanı kurtarmada birbirlerini tamamlayan rollerindeki gibi demokrasi görevi üstlendiklerini gördük.
7 Ocak 1946’da atılan demokrasi adımı tıpkı Kuvay-ı Milliye gibi, halkımızın tarih boyunca bağımsız ve egemen bir millet olarak “kendi iradesini devlet hayatına hakim kılma” arzusuyla başlamıştır.
Biz, 
          “1946 Şafağı’nda Yola Çıkanlar” 
her zor dönemeçte yeniden fazilet yolculuğuna çıkacak enerji, umut, kuvvet ve kudrete sahip olduk.
Yeniden oluruz…

6 Aralık 2013 Cuma

Nihayet!.. 27 Mayıs Mahkemelik...

27 Mayıs mahkemelik oldu 
Demokrat Parti (DP) eski GİK üyesi ve 11. Dönem tarihi ve kadim Demokrat Parti Manisa Mebusu (Millet Vekili) merhum Orhan OCAKOĞLU'nun vefakâr evlâdı Samet Ocakoğlu ve bazı hak sahibi varisler; 27 Mayıs 1960 darbesinin DP’li milletvekilleri ve ailelerinde yol açtığı haksız gasp, mali hak, irtikap ve kayıplarının giderilerek, tazmin ve telâfiî için TBMM’ni mahkemeye verdi. 
AYDIN (İHA) - 06.12.2013 09:42
DP misyonunun ileri gelen isimlerinden olan DP eski GİK üyesi Samet Ocakoğlu, babası 11. Dönem DP Manisa Milletvekili Orhan Ocakoğlu’na 27 Mayıs 1960 darbesinde ödenmeyen 18 aylık milletvekili maaşının günümüze uyarlanarak ödenmesi içerikli hukuki süreci başlatmış ve babasına ait alacağı TBMM Başkanlığı’ndan talep etmişti. Ocakoğlu’nun başlattığı sürecin ardından bir araya gelen DP 11. dönem milletvekillerinin yakınları sürece dâhil olma kararı almıştı.
VARİSLER SÜRECE DAHİL OLMAYA KARAR VERDİ
27 Mayıs darbesine karşı TBMM nezdinde yaptığı başvurunun ardından girişimlerini bir adım daha ileriye taşıyan Ocakoğlu, 27 Mayıs darbesinin DP’li milletvekilleri ve ailelerinde yol açtığı mali hak kayıplarının günümüze uyarlanarak veraset hukuku çerçevesinde ödenmesi için TBMM aleyhinde İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Ocakoğlu’nun avukatı Gökhan Karateke tarafından açılan dava, TBMM’nin bulunduğu yerde görülmesi amacıyla Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne havale edildi.
KONU ARTIK YARGIDA!..
Merhum Başbakan Adnan Menderes’in genel başkanı olduğu DP’li milletvekilleri ve ailelerinin yasal haklarının karşılanması için TBMM’ye yaptığı başvurunun ardından konuyu yargıya taşıdığını belirten Samet Ocakoğlu, “Husumet duygularının bataklığına saplanmadan sadece ve sadece, hukuk ve adalet talep ederek açtığımız davamızın kararı ile inşallah haklarımıza erişmek dileğindeyiz. 27 Mayıs'ın demokrasi, hukuk ve insan hakları ihlalleri furyasında oluşan hak kayıplarının ihya edilmesi başarılabilirse, Türkiye'deki demokratikleşme çabaları lehine önemli kazanımlar sağlanacaktır. İzmir’den havaleyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde güne uyarlanma talebiyle, belirsiz alacak davası açılmıştır. Ayrıca arkadaşlarımızın birlikteliğinden oluşan Fazilet Buketi de adalet talebiyle yargı huzuruna gelecektir. Davamızın kararının, yakın geleceğin Türkiye- AB ilerleme raporlarına yansıyacağına inanıyorum. Öykünün tarafları olarak ulaştığımız aşamada en büyük şükranımız milletimizedir. Yüce yargı mazinin hukuksuz bu dönemini kararı ile güne uyarlayacak kudrettedir”
İLK VE SOMUT YASAL ADIM
Davanın demokrasi, hukuk ve insan haklarına hizmet edeceğine inancının tam olduğunu ifade eden Ocakoğlu, 7 yaşında olduğu darbe döneminde kendisi gibi birçok insanında korkular yaşadığını savundu. Ocakoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “7 yaşımızın korku ve travmalarıyla değil, yaşam öykümüzün hukuk talep etme ritmi ve güncelin güven duygusuyla 27 Mayıs darbesini dava ettim. Son Anayasa değişikliğinden önce böyle bir dava açmak mümkün değildi. TBMM’nin bize bu yolu açmasıyla darbelere karşı dava açma imkânına kavuştuk. Bu dava darbe mağdurlarının ve darbeyle muhatap olan siyasi heyetin haklarının talebine dair ilk ve somut yasal adımdır. Davanın sonucu 27 Mayıs’ın ne olduğunu ve 27 Mayıs'la muhatap olan milletvekillerinin kim ve ne olduklarını hukuk diliyle açıklayacaktır.”