DEMOKRAT PARTİ PROGRAMI
(07 Ocak 1946 tarihli
Orijinal metin)
UMUMÎ PRENSİPLER
MADDE 1
Siyasî hayatımızın, birbirine karşılıklı saygı gösteren
partilerle idaresi lüzumuna inanan Demokrat Parti, Türkiye Cumhuriyetinde demokrasinin
geniş ve ileri bir anlayışla gerçekleşmesine ve umumî siyasetin demokratik bir
görüş ve zihniyetle yürütülmesine hizmet maksadı ile kurulmuştur.
EN UYGUN DEVLET ŞEKLİ CUMHURİYETTİR
EN UYGUN DEVLET ŞEKLİ CUMHURİYETTİR
MADDE 2
Partimiz demokrasi esaslarına en uygun devlet şeklinin
Cumhuriyet olduğuna kanidir.
MADDE 3
Partimiz, demokrasiyi, millî menfaate ve insanlık
haysiyetine en uygun bir prensip olarak tanır ve Türk milletinin siyasî
olgunluğuna inanır.
DEMOKRASİ PRENSİBİ
MADDE 4
Geniş ve ileri manası ile demokrasi, bütün millet
faaliyetlerine millî iradeyi ve halkın menfaatini hâkim kılmak, yurttaşın ferdî
ve içtimaî bütün hak ve hürriyetlerine sahip olmasını gerçekleştirmek, yurttaşlar
arasında hukuk eşitliğini, menfaatlerde ahengi sağlamaktır.
İÇTİMAİ ADALET VE
İNSANİ TESANÜD PRENSİPLERİ
NADDE 5
Aile ve mülkiye esaslarına dayanan Türk Cemiyetinde, içtimaî
adalet ve insanî
Tesanüt prensiplerinin millî vicdanda kökleşmesi ve
tatbikatta geniş yer bulması için çalışmayı vazife biliriz. İnsanlık
haysiyetinin korunması için çalışmak isteyen her işsiz yurttaşa iş bulunmasını,
ihtiyarlık, hastalık ve sakatlık gibi hallerde yurttaşların yardım görmelerini
demokrat bir cemiyetin başlıca hedeflerinden sayarız.
İÇTİMAİ İŞ
BÖLÜMLERİNDE AHENK TESİSİ
MADDE 6
İçtimai iş bölümünün tabii neticesi olarak çiftçilik, işçilik,
tüccarlık, sanayicilik, avukatlık ve memurluk gibi, yurttaşların teşkil
ettikleri iş ve çalışma zümrelerinin karşılıklı münasebet ve menfaatlerinin
umumî menfaat çerçevesi içinde içtimaî adalet ve insanî tesanüt prensiplerine
uygun olarak ahenkleştirilmesi lüzumuna ve imkânına inanıyoruz.
İÇTİMAİ VE İKTİSADİ SAHALARDA
TEŞKİLÂTLANMA
İÇTİMAİ VE İKTİSADİ SAHALARDA
TEŞKİLÂTLANMA
MADDE 7
Umumî hayata her bakımından muvazeneli ve ahenkli bir
gelişmenin sağlanması için, yalnız siyasî partiler kurulmasını, yani, sadece Siyasî
sahada teşkilâtlanması ve daha şuurlu bir birliğin tecellisi için işçilerin,
çiftçilerin, tüccar ve sanayicilerin, serbest meslekler mensuplarının.; Memur
ve Muallimlerin, yüksek öğretim talebesinin, içtimai ve iktisadi maksatlarla cemiyetler,
kooperatifler ve sendikalar kurmalarını gerekli buluyoruz.
Bütün bu meslek ve tesanüt teşekküllerinin, manevi şahsiyet
olarak her türlü siyasi tesir ve maksatlar dışında kalmaları şartıyla, İşçi
Sendikalarının grev hakkının tanınması fikrindeyiz.
İNSANLIK ANA
HAKLARININ KORUNMASI
MADDE 8
Partimiz, insanlık haysiyetine ve bu haysiyetin ancak insanlık
ana haklarının teminat altında bulunmasıyla korunabileceğine inanır ve bütün
devlet mevzuatında bu prensibe aykırı hükümler bulunmamasına dikkat etmeği
başlıca vazife sayar.
MİLLİ İRADENİN TAM
TECELLİSİ
MADDE 9
Millî iradenin tam tecellisi, seçimlerin her türlü
müdahaleden ve serbest olarak gizli rey ile yapılmasına ve siyasî partilerin
eşit haklara sahip bulunmalarına bağlıdır. Seçimlerin serbestliğini bozacak
hareketleri, millî hâkimiyete karşı işlenmiş bir suç addederiz.
TEK DERECELİ SEÇİM
MADDE 10
Millet Vekilliği seçimlerinin tek dereceli olmasını, seçim
kanunumuzda, bu esası ve yurttaşın seçme ve seçilme haklarını daha geniş emniyet
altına almak maksadı ile değişiklikler yapılmasını lüzumlu görmekteyiz.
DEVLET MEMURLARI
SİYASİ FAALİYETTE BULUNMAMALIDIRLAR
MADDE 11
Devlet memurlarının, seçimlere iştirak dışında, hiç bir
siyasî faaliyette bulunmamaları ve siyasî partilere girmemeleri lüzumuna kaniiz.
Yalnız yüksek öğretim mensupları mesleklerinin mahiyeti itibarıyla bundan '
müstesnadırlar.
KANUN DIŞI
SAYILMASINI İSTEDİĞİMİZ SİYASİ TEŞEKKÜLLER
MADDE 12
Memleketimizin istiklâlini veya toprak bütünlüğünü bozmayı,
yurttaş ana haklarını kayıtlamayı gaye edinen veya memleket dışındaki siyasî
teşekküllere bağlı olan siyasî cemiyet ve partilerin kanun dışı sayılmasını
isteriz.
MİLLİYETÇİLİK
TELÂKKİMİZ
MADDE 13
Yurttaşlar; arasında müşterek bir tarihin yarattığı kültür
ve ülkü birliğine dayanan ve her türlü ayırıcı temayülleri reddeden bir
milliyetçilik telakkisine bağlıyız.
Partimiz, bütün yurttaşları, din ve ırk farkı gözetmeksizin
Türk sayar ve Türk olmanın haklarına sahip tanır.
Kanunî vazifelerini yerine getiren her ferde iyi bir yurttaş
gözüyle bakarız. Bu ana görüşlerin tatbikatta da yer bulmasına dikkatle çalışacağız.
Eğitim ve öğretim müesseselerimizi böyle bir milliyetçilik
idealinin tahakkukunda vazifeli saymaktayız.
LÂİKLİK ANLAYIŞIMIZ
LÂİKLİK ANLAYIŞIMIZ
MADDE 14
Partimiz, lâikliği, devletin din ile hiç bir ilgisi
bulunmaması ve hiç bir din düşüncesinin kanunların tanzim ve tatbikinde müessir
olmaması manasında anlar ve Lâikliğin din aleyhtarlığı şeklindeki yanlış
tefsirini reddeder.
Din hürriyetini diğer hürriyetler gibi, insanlığın mukaddes
haklarından tanır.
DİNİ TEDRİSAT
Gerek dini tedrisat meselesi ve gerekse din adamlarını
yetiştirecek müesseseler kurulması hususunda mütehassıslar tarafından esaslı
bir program hazırlanması zaruridir. Üniversite içinde yer alacak İlâhiyat
Fakültesi ve ilmi mahiyette mümasil müesseseler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu
kabil müesseseleri gibi muhtar olmalıdır.
Dinin siyaset aleti olarak kullanılmasına, yurttaşlar
arasında sevgi ve tesanüdü bozacak şekilde propaganda vasıtası yapılmasına,
serbest tefekküre karşı taassup duygularını harekete getirmesine müsamaha
olunmamalıdır.
İNKILÂPÇILIK
ANLAYIŞIMIZ
MADDE 15
Partimiz, inkılâpçılığı, daima değişen dünya ve memleket
şartları karşısında hayatın dinamizmine sür'atle uymak, Türk milletini her
bakımdan ileri bir seviyeye eriştirmek ve geçmişten, kalan geri ve zararlı
gelenekleri her sahada kökünden tasfiye etmek için gereken bütün hamlelerin
hemen tatbike konulması manasında anlar.
HALKÇILIK ANLAYIŞIMIZ
MADDE 16
Halkçılığı, hiç bir şahsa veya zümreye imtiyaz tanımamak,
kanunlarda ve memleket idaresinde halkın menfaatlerini korumak manasında
anlıyoruz. Hükümet ve idare, halktan, hakla beraber ve halk için olmalıdır.
DEVLETÇİLİK
ANLAYIŞIMIZ
MADDE 17
Devletçiliği, iktisadî alanda uzun zamandan beri devam eden
boşluğu biran evvel doldurmak; iş hacmini genişleterek yurttaşların geçim ve
refah seviyesini yükseltmek için, devletin, gerek doğrudan doğruya iktisadî
faaliyetlere girişmesi, gerekse nizamlama, teşvik ve yardım yolları ile hususî
teşebbüs ve sermayenin umumi menfaate en uygun şekilde ve sür'atle gelişmesinde
vazife alması, manâsında anlıyoruz.
Özel teşebbüs ve sermaye faaliyeti ve tasarruflarının devlet
tarafından nizamlanması, özel teşebbüs menfaatleri ile genel menfaatin telifi
ve korunması zaruretinden ileri gelmektedir. Bizim devletçiliğimiz iktisadî şartlarımızın ve ihtiyaçlarımızın çizdiği
yoldur.
DIŞ POLİTİKAMIZ
MADDE 18
Dış politikamız, milletlerin hukuk eşitliğine, milletler
arası siyasî, iktisadî ve kültürel iş birliğine, kolektif güvene, iyi komşuluk münasebetleri
esasına dayanmalıdır.
Millî varlığın ancak millî kuvvetlerle korunabileceği
kanaatine bağlı kalmakla beraber, milletler birliği gayesini hedef tutacak
barışçı ve açık bir dış siyasetin, memleket menfaatlerine en uygun bir realist
yol olduğuna inanıyoruz.
İÇ İŞLERİMİZ
MADDE 19
İç işlerinde, hükümeti ve teşkilâtını, halkın dışında ve
üstünde bir varlık değil; Sadece, halk tarafından amme vazife ve hizmetlerini
görmek üzere kurulmuş, bir idare cihazı saymak, esaslı bir prensibimizdir. İyi
bir idarenin gayesi, devletle bütün muamele ve münasebetlerinde yurttaşa tam
bir emniyet verebilmektir.
Memurlara verilen kanunî salâhiyetlerin, idarî otorite
temini bahanesi ile keyfî olarak kullanılması temayüllerini önlemeyi vazife
edineceğiz.
İyi bir idare cihazı kurabilmek için vazifenin icap
ettirdiği salâhiyetle mesuliyet hudutlarını kesin olarak tayin eylemek şarttır.
Bütün salâhiyetlerin mahdut ellerde toplanması ve mesuliyetin zaafa uğraması
neticelerini doğuran bürokratik zihniyet ve usullerin terki lüzumuna kaniiz.
MAHALLİ İDARELER
BELEDİYE VE İL GENEL
MECLİSLERİNİN GENİŞ YETKİLERLE TECHİZİ
MADDE 20
İllerin özel ihtiyaçlarını yerinde görüp karşılamak ve
halkın idareye iştirak ettirilmesi prensibini tahakkuk ettirmek maksatları ile
kurulmuş olan il Genel Meclisleriyle Özel İdare ve Belediyeler bütün
vazifelerinin ifasında ve bütçelerini tanzim ve tatbik hususlarında ve diğer
bütün vazifelerinin gereken genişlikte yetkilerle teçhiz olunmalıdır.
İllerde idare âmirlerine ve memurlarına verilen, yetkilerin
de genişletilmesini, yine işlerin yerinde görülmesi ve süratle yürütülmesi
bakımından, lüzumlu görmekteyiz.
UZUN VADELİ ÇALIŞMA
PLÂNLARI HAZIRLANMALIDIR
MADDE 21
İl Genel Meclisi ve Belediyeler, beşer senelik çalışma
plânları tanzimine sevk edilmeli ye bu plânlar merkezde, mahallî idarelere yol
göstermek vazifesiyle kurulacak bir teknik büronun evvelden tetkikine tabi tutulmalıdır.
Şehir sınırları içindeki kara ve deniz taşıt vasıtalarının ve diğer ticari mahiyette
umumi hizmet işletmelerinin belediyelere, devrini tabii buluyoruz.
DEVLET HAYATINDAKİ
ÇALIŞMALAR, SİYASİ TESİRLER DIŞINDA KALMALIDIR.
MADDE 22
Devlet hayatında, bütün idare şubelerimiz için, siyâsî
tesirler dışında ihtisas heyetlerince umumi plân ve programlar hazırlanmasını
ve bunların usul dairesinde kanunlaştırılmasının lüzumlu görmekteyiz.
DEVLET MEMURLARININ
DURUMU ÜZERİNE GÖRÜŞLER
MADDE 23
Devlet vazifelerinin günden güne artması ve devletin siyasî
ve idarî bünyesinde iktisadî karakterin daha belirgin hale gelmesi yönündeki gelişme,
memur meselesini umumî bayatın çetin bir meselesi haline koymuştur. Memurların,
her şeyden evvel halka hizmet duygusu taşımaları, vazife ve mesuliyet hislerine
bağlı, ehliyet ve ihtisas sahibi olmaları şarttır.
Bu hususların sağlanması için, bilhassa şu esaslar üzerinde önemle
durulmasını gerekli buluyoruz
a) Memurların hal
ve atilerinin emniyet altına alınması; aylıkların, memur ve emeklileri geçim
kaygısından kurtaracak dereceye getirilmesi.
b) Memurların
tayin, terfi, cezalandırılmaları hususlarının, takdirden ziyade, objektif usul,
kural ve kaidelere bağlanması.
c) İhtisas ve
diploma hakları mahfuz kalmak şartıyla, mesleki kabiliyet ve ehliyetleri olduğu
takdirde, tahsil durumları nazara alınmaksızın bilumum amme hizmetlerinde
çalışan vatandaşlara derecelerini tamamlamak suretiyle yükselme imkânlarının
sağlanması.
ç) Çocukların
okutulmasında memurlara kolaylıklar gösterilmesinin usulleştirilmesi.
MEMURLARIN TERFİİ
MEMURLARIN TERFİİ
MADDE 24
Bütçemizin büyük bir kısmını memur ve emekli aylıkları
teşkil ettiğinden, memurlarımızın terfii meselesi, sayıca az ve fakat yüksek vasıflı
ve verimli memurla iş görmek prensibinin tatbikine bağlı bulunuyor. Bu, idare
cihazının daha rasyonel bir görüşle tanzimi ve memur sayısını arttırma
yönündeki temayüllerin kesin olarak önüne geçilmesini zaruri kılmaktadır.
MADDE 25
Amme hizmetlerinin ifası sırasında doğrudan doğruya veya
vasıtalın olarak yapılan her türlü suiistimalleri, ehemmiyette takip ederek,
sür’atle intaç etmeyi vazife biliriz.
HÜKÜMET İŞLERİ; ADALET
İŞLERİ
TEK YARGI CİHAZI
MADDE 26
Bir memlekette Adalet işlerinin görülmesi, millî iradenin
ifadesi olan kanun hükümlerinin yerine getirilmesi demek olduğundan; bu işin
aynı mercie bağlı bir tek yargı cihazı ile ayni kaza birliği usulüne göre
sağlanması lüzumuna inanıyoruz.
YARGI ELEMANLARININ
TERFİHİ
MADDE 27
Yargı işini görmekte olan elemanların yaşama şartlan bakımından
uygun bir refah seviyesi içerisinde bulunmaları esastır. Bu itibarla,
yargıçlarımıza ve mahkemelerimizin yardımcı unsurları mevkiindeki mahkeme
kalemleri memur ve kâtiplerine kolayca yaşamalarını sağlayacak imkânı ve
vasıtalar bulunmalıdır.
Anayasanın 56. maddesinde gösterildiği üzere, özel ödenek
kanunları yapılarak kendilerine refah ve güvenlik getirecek çare ve tedbirler
alınmalıdır.
KAZA MAHKEMELERİ
MADDE 28
İlk mahkemelerde tek hâkim sistemi asıldır. İlk mahkemelerle
Yargıtay arasında ikinci bir kaza kademesinin kurulmasını, partimiz, adalet
için yeni bir teminat sayar.
MADDE 29
Adaletin sağlanması, ucuz; kolay ve ayni zamanda süratli
olmalıdır.
Bu gayeleri, zamanımız icaplarına ve memleketimizin sosyal ve
ekonomik şartlarına uygun olarak gerçekleştirmek emelindeyiz. Bunun için de
usul kanunlarımızda değişiklikler yapılacaktır.
MADDE 30
Adalet cihazlarımızı meydana getiren mahkemelerimizin derli
toplu bir kuruluş sistemine bağlanması lâzımdır. Mahkemelerimiz dereceler,
görevler ve yetkiler itibariyle muntazam /bir düzene göre kurulmalıdır.
TEVKİF VE CEZA
EVLERİNİN AYRILMASI
MADDE 31
Suçtan sanık olanlarla, suçlu oldukları için ceza çekmekte
olanlar ayni yerde tutulamazlar. Bu sebeple tevkif evlerinin ceza evlerinden ayrı
kurulması zaruridir. Ceza evlerinin, insanlığa yakışır şartlara uygun olarak
düzenlenmesi icap eder. Sağlık, sosyal ve medenî şartları bakımından ceza
evlerinin, ceza çekenleri manen yok etmemesi ve cemiyete uslanmış ve yükselmiş
birer vatandaş olarak iade etmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
ÇOCUK SUÇLULAR VE
ISLAH EVLERİ
MADDE 32
Çocuk suçluların, özel bir ihtimam ve bakım ile
yargılanmaları için, büyük şehirlerden başlayarak özel mahkemeler kurulmasını
ve cezalarını çekeceklere ayrı ıslâh evleri açılmasını lüzumlu görmekteyiz.
HAK’A EN KISA YOLDAN
VARMA İMKÂNLARI SAĞLANMALIDIR
MADDE 33
Hakkın fiili olarak yerine getirilmesi, mahkemece verilen kararın
çıkması için geçen zamandan çok daha kısa bir zamanda gerçekleşebilmelidir.
Bunu temin için de, icra usullerinde lüzumsuz sürüncemeleri önlemek ve hakka en
kısa yoldan varma imkânlarını sağlamak lâzımdır.. Partimiz, bu maksatları elde
etmeğe elverişli bulunan tekmil kanun tedbirlerinin alınmasına çalışacaktır.
MİLLİ EĞİTİM İŞLERİ
MİLLİ EĞİTİMDE
“EĞİTİM VAHDETİ”
MADDE 34
Maarif sistemimizde Millî Eğitim ve öğretim vahdeti prensibi
taraftarıyız.
MİLLİ EĞİTİM VE
ÖĞRETİMİN YURT İHTİYACINA GÖRE TANZİMİ
MADDE 35
Umumî ve meslekî eğitim ve Öğretim; yurt ihtiyaçlarını
karşılayacak umumî bir plana göre tanzim edilmeli ve gelecek nesillerin; Yalnız
ilim ve teknik bilgi ile değîl, milli ve insani manevi kıymetlerle de teçhizine
çalışılmalıdır.
İLÖĞRETİMDE SEVİYE
BİRLİĞİ
MADDE 36
İlk öğretim, maârif sistemimizin temelini teşkil etmektedir.
Bütün ilkokul öğretmenlerinin aynı ruha ve aynı seviyede bilgiye sahip olmaları
esasının göz önünde tutulmasını, bunlar arasında farklı zümrelerin teşekkülüne
meydan verilmemesi bakımından, lüzumlu görmekteyiz.
ORTA TAHSİL
KURUMLARINDA İSLÂH VE TAKVİYE
MADDE 37
Orta tahsil kurullarını, gerek program ve talimatname, gerek
laboratuar ve kütüphane gibi öğretim vasıtaları bakımından ıslah ve takviyeye
muhtaç görmekteyiz. Yüksek Öğretime basamak olan liselerin, bu maksadı sağlayacak
duruma getirilmeleri lâzımdır.
TEKNİK ÖĞRETİM
KURUMLARI VE EKONOMİK KALKINMAMIZDAKİ ROLÜ
MADDE 38
Muhtelif derecelerdeki teknik öğretim kurumlarını yurdun her
tarafına yaymak yönündeki çalışmaları, eğitim ve öğretim cihazımızın ekonomik
kalkınmamızda da Vazife alması bakımından, yerinde bulmaktayız. Bu çalışmaların
iktisadi ihtiyaçlarımıza göre ayarlanmasını lüzumlu görmekteyiz.
YÜKSEK ÖĞRETİM
KURULLARININ TAKVİYESİ
MADDE 39
Yüksek öğretim meselesinde keyfiyete önem verilmesi lüzumuna
kaniiz. Bütün yüksek öğretim kurumlarımızın bu esasa göre takviyesini ve Garp da
ki benzerleri seviyesine eriştirilmesini istiyoruz.
ÜNİVERSİTELERİ
MUHTARİYETİ
Üniversiteler, ilmî
ve idarî muhtariyete sahip olmalıdırlar.
Muhtelif ilim şubelerinde, çalışmak üzere, üniversite içinde,
araştırına enstitüleri kurulmasını ve memlekete ait araştırmalara bilhassa önem
verilmesini istiyoruz.
HER TÜRLÜ FİKİR
HAREKETLERİ, SİYASİ VE İDARİ TESİRLERDEN UZAK KALMALIDIR.
MADDE 40
İlmin, tekniğin, güzel sanatların sür’atle gelişmesini
sağlamak için bütün, vasıta ve tedbirlere başvurmak, bu cümleden olarak ehliyet
ve istidatları teşvik etmek, Kütüphaneler, Müzeler, Tiyatrolar, Konservatuarlar
kurmak, ciddi neşriyata yardımda bulunmak.
Türk dilinin millî bünyesine uygun olarak süratle gelişmesi
yolundaki çalışmalara yardım etmek, kısaca, yurdumuzda millî ve insanî kültür
seviyesinin yükselmesini sağlayacak her faaliyeti desteklemek, kanaatimizce devletin
başlıca vazifelerindendir. Ancak ilmin, sanatın ve türlü fikir faaliyetlerinin
siyasî ve idarî müdahalelerden uzak kalmasını, demokrasinin değişmez bir esası olarak kabul
ediyoruz.
ÖĞRETMENLERE TERAKKİ
VE TEMAYÜZ HAKKI
MADDE 41
Kabiliyet ve kudreti müsait olduğu takdirde, bir ilkokul
Öğretmeninin, öğretim derecelerini tamamlayarak, üniversite profesörlüğüne kadar
yükselmesine imkân sağlanmalıdır.
DOĞU BÖLGEMİZDE
KÜLTÜR MERKEZLERİ KURULMALIDIR
MADDE 42
Doğu bölgesinde, her derece ve şubede okulları ve nihayet
Fakülte ve Enstitüleri ile kültür merkezleri kurmak lüzumuna inanıyoruz.
İKTİSADİ SAHADA ÖZEL
TEŞEBBÜS VE SERMAYENİN MEVKİİ
Sanayi işleri:
MADDE 43
İktisadî hayatta özel teşebbüs ve sermayenin faaliyeti
esastır.
Onun için hususî teşebbüs ve sermayeye serbestlik ve güvenle
çalışmak şartları ve yeni, yeni iş sahaları sağlanmalıdır.
Faaliyet sahaları iyice hudutlanmak şartıyla, özel teşebbüslerle
devlet teşebbüslerinin yekdiğerine engel olmadan ve karşılıklı yardım suretiyle
bir birini tamamlayıcı bir ahenk içinde, çalışmalarının hem mümkün ve hem de
faydalı olduğuna inanıyoruz.
DEVLET İKTİSADİ
FAALİYETLERİNİN HUDUTLARI TAYİN VE İLÂN OLUNMALIDIR
MADDE 44
Özel teşebbüs ve sermayenin istikrar ve güvenle çalışması
bakımından devlet iktisadî faaliyetlerinin hudutları kesin olarak
belirtilmelidir. Bunun için:
a) Devletin ele
alacağı işlerin uzun vadeli umumî bir plâna bağlamak suretiyle önceden herkesçe
bilinmesi imkânının temini,
b) Devletin
iktisadî hayatı tanzim yolunda alacağı tedbirler ile Gümrük, Tekel ve para
politikası gibi iktisadî hayatla sıkı sıkıya ilgili konularda takip edilecek
ana istikametlerin, yine herkesçe bilinmek üzere, önceden tayin ve ifadesini,
lüzumlu görmekteyiz.
DEVLET İKTİSADİ
TEŞEBBÜSLERİNİN MAHİYETİ
MADDE 45
Devletin doğrudan doğruya girişeceği iktisadî teşebbüsler şu
mahiyette olmalıdır.
a) Özel teşebbüs
ve sermayenin yetip erişemiyeceği, yahut yeter ve yakın kâr görmediği için
girişemeyeceği, fakat, bütün ekonomik faaliyetlere müessir olacak ve memleket
müdafaasını sağlayacak mahiyetteki teşebbüslere girişmek; bilhassa ana sanayii
ve büyük enerji santralarını kurmak, bugün olduğu gibi demiryolu, liman, su işleri
yapmak; büyük taşıt vasıtaları inşa etmek ve işletmek.
b) Milletin,
gelecek nesillere de şâmil, daimî, menfâatleri bakımından devlet elinde
bulunması, daha faydalı olan büyük Maden ve Orman işlenmeleri kurmak.
Devlet, girişeceği iktisadî işlerde, kazanç Maksadından ziyade,
benzeri özel işletmeleri sarsmamak kaydiyle millî ekonominin gelişmesi ve halk
ihtiyarlarının karşılanması gayeleri ile hareket eder.
c) Devlet
işleriyle, benzeri özel işletmeler hiçbir surette birbirinden farklı muamele ve
şartlar altında bulundurulmamalıdır.
DEVLET İKTİSADİ
FAALİYETLERİNİN DÜZENLENMESİ
MADDE 46
Devlet iktisadî faaliyetleri; düzenlemek yolunda alacağı
tedbirlerde, iktisadî hürriyetini ortadan kaldıran fiilî inhisarları, milli
emek ve sermayenin israfını, umumî menfaate ve içtimaî adalete aykırı
istismarları önlemek gibi maksatlarla hareket eder.
SANAYİİN TEŞVİK VE
HİMAYESİ
MADDE 47
Memleketin ham maddesini kullanan, halkın zaruri
ihtiyaçlarını karşılayan, geniş işçi zümrelerine geçim sahaları sağlayan, dünya
piyasalarına göre de rantabl olan sanayii ile, umumiyetle ziraat sanayii ve
küçük sanayiden millî ekonomi bakımından himayeye muhtaç görülenler ve halkın
bilhassa köylümüzün boş zamanlarını kıymetlendiren el sanatları, devletçe
himaye ve teşvik olunmalıdır. Bu esaslara göre tanzim edilecek bir “Sanayii
Teşvik Kanunu” projesini Yüksek' Meclise sunmak kararındayız.
Sanayimizin kuruluş ve işleyişinde “En iyiyi, en ucuza maletmek”
hedefini daima göz önünde bulundurmak icabeder.
DEVLET
İŞLETMELERİNİN, ÖZEL TEŞEBBÜSLERE DEVRİ
MADDE 48
Devlet tarafından kurulan ve programın 45. maddesinde yazılı
vasıfları haiz olarak tesis edilmiş bulunan Devlet İktisadi Teşebbüsleri ve
İşletmecilerinin dışında kalan devlet işletmeleri elverişli şartlarla özel
teşebbüslere devredilmelidir.
BALIKÇILIK TİCAET VE
SANAYİİNİN İNKİŞAFI
MADDE 49
Milli servetimiz olan ve memleket için büyük faydalar vaad
eden balıkçılığı ve her çeşit balık sanayi ve ticaretinin inkişafını sağlamak
ele alacağımız mevzulardandır.
İKTİSADİ DEVLET
TEŞEKKÜLLERİNDE RANDIMAN VE RANTABİLİTE
MADDE 50
İktisadî devlet teşekküllerinde verimlerin geniş ölçüde arttırılmasının
ve masraflarının mühim nispetlerde azaltılmasını mümkün görmekteyiz. Bu
teşekküllerin idaresinde randıman ve rantabilite hesap ve esaslarına ve
basiretli bir tüccar gibi hareket prensibine sıkı sıkıya bağlanmakla bu hedefe
varılabileceğine inanıyoruz.
Bu maksatla iktisadî devlet teşekkülleri idare ve
murakabesinin, daha ileri ve bu müesseselerin özelliklerine daha uygun bir şekilde
tanzimini ve kanunda değişiklikler yapılmasını zaruri görmekteyiz.
TEKEL İŞLERİ:
TEKEL FABRİKALARININ
HUSUSİ TEŞEBBÜS VE SERMAYEYE DEVRİ
MADDE 51
Varidat temini gayesiyle tesis edilerek, bizzat Devlet
tarafından işletilmek suretiyle memlekette iş hacmini daraltan, hayatı
pahalılaştıran Tekel fabrikalarının elverişli şartlarla hususi teşebbüs ve
sermayeye devrine taraftarız.
Mahiyetleri itibariyle devlet ve amme iktisadî
teşebbüslerimden olan, Tekel idaresinin şarap, tütün ve sair fabrika ve
işletmeleri gribi, iktisadî teşebbüslerin, 3460 sayılı kanunun teşkil ettiği
iktisadî Devlet Tevekkülleri topluluğu; içerisine alınmasını tabii ve faydalı
buluyoruz.
İKTİSADİ İDARE
CİHAZI, TİCARİ ZİHNİYETLE İŞLETİLMELİDİR
MADDE 52
Devletçilik politikasının devlete yüklediği her türlü
ekonomik vazifelerin lâyıkıyla başarılabilmesini, iktisadi idare cihazının
iktisadi ve ticari zihniyete ve esaslara göre işletilmesine bağlı görmekteyiz.
TİCARET İŞLERİ
PİYASALARDA EMNİYET
VE İSTİKRAR
MADDE 53
Piyasalarda emniyet ve istikrarın sağlanması şarttır. Kat'î
zaruret olmadıkça piyasalara karışılmamalıdır. Bu alanda devlete düşen en
önemli vazife, rekabetin ortadan kalkmasını veya daralmasını önlemeğe çalışmak
olmalıdır.
YAŞAM STANDARDI
TABİİLEŞTİRİLMELİDİR
MADDE 54
Türlü sebeplerden ileri gelen hayat pahalılığı, yalnız dar
ve sabit gelirlilere zarar veren bir dert olmakla kalmamış, bütün istihsal maliyetlerini
arttırmış ve milletlerarası piyasaya uymak zorunda kalan dış ticaretimizi
güçleştirmiştir.
Devletin ilgili cihazları, çalışmalarını bu mesele üzerinde
toplayarak, iktisadî ve malî hayatın
türlü safhalarında gereken tedbirleri almak suretiyle,
yaşama standardı tabiileştirilmeğe çalışılmalıdır.
PARAMIZIN KIYMETİ
MADDE 55
Paramızın kıymetini, serbest piyasa döviz kıymetleriyle
memleketimizin iktisadî ve malî durumuna en uygun şekilde ayarlamak ve bu esas
üzerinde tam bir istikrar sağlamak (için dikkat etmek ve kararlı olmak
gerektiği) zarureti karşısındayız.
Bu yolda gereken tedbirler bir an evvel alınmalıdır.
ZİRAİ KALKINMA
TARIM İŞLERİ:
MADDE 56
Ziraat, millî gelirin en geniş kaynağını teşkil ettiğine ve
nüfusumuzun yüzde sekseni ziraatla geçindiğine göre, ziraî kalkınmanın memleket
kalkınmasının temeli olacağından yana şüphe yoktur. Bu sebeple, devlet
gayretlerinin “Topraktan bol, iyi ve ucuz mahsul almak” hedefinde toplanmasını
zaruri görmekteyiz.
ZİRAİ MAHSULÂTIN
DEĞERLENDİRİLMESİ VE İSTİHSALİN ARTTIRILMASI
MADDE 57
Memleketimizde ziraat, diğer istihsal şubelerine nispetle,
emek ve masrafa en az karşılık getiren iştir. Ziraatta maliyet ve satış
fiyatları arasındaki fark, asgarî derecededir. Çiftçinin sattığı, satın-aldığı
maddelere nispetle ucuzdur.
Maliyetlerin yükselmesinde tesiri olan amillerle mücadele
etmek, diğer taraftan, zirai mahsullerimizin iç ve dış Pazar şartlarının
iyileştirme çarelerini aramak yollarıyla, çiftçiyi bu günkünden daha çok
kazanır ve daha fazla istihsal yapar hale getirmek, en esaslı gayelerimizdendir.
ÇİFTÇİNİN DONATIMI
MADDE 58
Ziraatımız, âlet, çift hayvanı, makine ve sair vasıta bakımlarından
yoksul olduğu gibi, iyi tohum, ilâç ve saire ihtiyaçları da karşılanmış olmaktan
uzaktır. Çiftçimizin donatımı işi, zirai kalkınmamızın başlıca konusudur.
Bundan başka, çiftçimizi, işine yarayacak teknik bilgi ile teçhiz etmeğe ve
istihsal metotlarımızı ıslaha ve daha verimli hale getirmeğe mecburuz. Bütün bu
ihtiyaçları memleket ölçüsünde karşılayacak tedbirlerin süratle alınmasına
çalışacağız.
ZİRAİ KREDİNİN
ARTTIRILMASI
MADDE 59
Ziraî kredi, istihsal hacmiyle mütenasip ve istihsali
sür'atle arttırmada esaslı âmil olabilecek -miktar ve mahiyette olmalıdır. Bu
bakımdan Ziraat Bankasının faaliyeti ve sermayesinin arttırılması meselesi
üzerinde Önemle durulmak lâzımdır. Ayrıca, kooperatifleşme yolu ile kredi
varlığına çareler bulunabileceği kanaatindeyiz.
Bunun için, kooperatif hareketini hızlandırmağa ve bundan başka
da yer yer çiftçiye kredi yapacak mahallî bankalar kurulmasına çalışacağız.
KOOPERATİF MEVZUUNUN
TEVSİİ
MADDE 60
Çiftçimizin, kredi kooperatifler ile olduğu gibi istihsal ve
satış kooperatifleri kurmak ve bunları çoğaltmak yolu ile de, takviyesini lüzumlu
görmekteyiz.
KURAKLIKLA MÜCADELE
MADDE 61
Ziraî kalkınmamızda büyük ehemmiyeti aşikâr olan kuraklıkla
mücadelenin ve sn işlerinin hızlandırılmasını ve genişletilmesini çok lüzumlu
görüyoruz.
HAYVANCILIĞIMIZIN
ISLAHI
MADDE 62
Hayvancılık, millî gelirde geniş yer tuttuğu gibi,
çiftçimizin yardımcısı, büyük bir yurttaş kitlesinin başlıca geçim vasıtası ve
en esaslı besin maddelerimizin kaynağı olmak itibariyle de çok önemlidir.
Memleketimiz, hayvancılık bakımından geniş imkânlar göstermektedir. Hayvan
mevcudunu arttırmak ve cinslerini ıslah etmek yolundaki gayretlerin
arttırılmasında maddî fedakârlıklardan kaçınılmaması zaruridir.
ZİRAİ SANATLARIN
TEŞVİK VE HİMAYESİ
MADDE 63
Ziraî sanatlara kredi vermek ve gelişmelerine yardım etmek
yönünde Ziraat Bankasının esaslı gayretler sarf etmesine ve özel teşebbüs ve
sermayeyi de bu sahaya çevirmek için her türlü teşvik ve yardımda bulunmasına
ihtiyaç görmekteyiz.
DEVLETİN ÇİFTÇİYE YARDIMI
MADDE 64
Devlet, elindeki mahdut imkânları ziraat işletmeciliğine
hasretmektense, bundan sonra bu imkânları çiftçi kitlesinin iyi, bol ve ucuz
istihsal yapmasına yardım yolunda kullanmalıdır. Bu maksatla her bölgede yeni
yeni örnek çiftlikler, fidanlıklar, hayvan ıslah merkezleri, tohum üretme ve
araştırma istasyonları kurmak yolunda çalışılmalıdır.
MADDE 65
Devlet, ucuz ve her bölgenin tabiat şartlarına uygun âlet ve
yedek parçaları çiftçinin ayağına götürmeli ve bu maksatla memlekette çok geniş
sarf yeri olan basit ziraat âletleri sanayinin süratle kurulmasını
sağlamalıdır.
BASİT ZİRAAT ALETLERİ
SANAYİÎNİN KURULMASI
MADDE 66
Ziraî kalkınmamızda devletin ağır ve geniş vazifeleri
bulunduğuna inanıyoruz. Bu vazifelerin yapılması için, meseleyi bütün genişliği
ile toptan ele almak ve işleri, sarf edilecek emek ve paraya nispetle, verimi
en çok ve tesiri millî ekonomi bakımından en geniş olanlardan başlamak üzere
tertiplemek ve plânlaştırmak lâzımdır.
BİLGİ VE SERMAYENİN
ZİRAAT SAHASINA İNTİKALİ
MADDE 67
Bilgi ile çalışan emek sermaye ve teşebbüsün ziraat sahasına
dökülmesini, ziraî istihsal ve millî gelirin arttırılmasında önemli bir konu
olarak görmekteyiz. Bu maksadın temini için gerekli tedbirlerin alınmasına
çalışacağız.
MİLLİ SERVETİMİZİN
BÜYÜK ÖNEMİ
ORMAN İŞLERİ:
MADDE 68
Millî servetimizin büyük ve önemli Bir parçasını teşkil eden
ormanlarımızın muhafaza ve geliştirilmesi, devletin daima büyük titizlikle
üzerinde duracağı bir konudur.
KÖYLÜ, MİLLETİN
EFENDİSİDİR
MADDE 69
Köylümüzün kereste, odun, kömür ihtiyacım zamanında ve yeter
miktarlarda ve ucuz olarak verme ve bu işlerde köylünün; Devletin imkân ve
vasıtalarından da faydalanmasını sağlamak suretiyle köylüyü ferahlatacak ve
orman işletmelerinin işlerini ve masraflarını hafifletecek tedbirlerdendir.
MADDE 70
Devlet Orman İşletmelerinin "tevzii" masrafları ile
istihsal masrafları fasıllarında mühim nispetlerde tasarruflar yapılabileceğine
inanıyoruz.
MADDE 71
Orman mahsulleri fiyatlarındaki yükseklik umumî hayat ve
ekonomik gelişmemiz üzerindeki tesirleri göz önünde tutularak bu fiyatlarda
indirmeler yapılmasını zarurî ve mümkün görüyoruz.
BÜTÜN ORMAN VARLIĞI
VE BÜYÜK ORMAN İŞLETMELERİNİN DEVLET ELİNDE KALNMASI ZARURİDİR.
MADDE 72
Ehemmiyetli tesislerin kurulmasını ve toplu istihsal
yapılmasını gerektiren büyük orman işletmelerinin devlet elinde bulunmasını faydalı
ve zarurî görmekteyiz. Kurulacak önemli tesisleri karşılayacak büyüklükte olmayan
küçük ormanlar, devletin sıkı murakabesi altında, özel teşebbüs eliyle de işletilebilmelidir.
MALİYE İŞLERİ
DEVLETTE SAMİMİLİK,
AÇIKLIK VE ŞEFFAFLIK MUTLAKTIR
MADDE 73
Samimilik ve açıklıkla ve çok sıkı bir tasarruf zihniyetiyle
tanzim edilmiş denk bütçe malî siyasetimizin esasıdır. İç emniyeti korumak için
sağlam bir idare cihazının işlemesine; Dış emniyeti korumak için de millî savunma
ihtiyaçlarını karşılamağa yeter bütün masrafları sağlamak, bütçede
gözeteceğimiz başlıca, hedeftir. Bütçenin adî masrafları için açık veya kapalı istikraz
(borçlanma) yoluna gidilmemeli ve yeni emisyonlardan kaçınılmalıdır.
İÇ BORÇLANMAYI TASVİP
ETMİYORUZ
MADDE 74
İstihsal ve milli gelirin süratle artmasını sağlayacak
işlere münhasır kalmak üzere dâhili istikrazlar ve iktisadî istiklâlimize uzaktan
yakından dokunmayacak, normal şartlarla uzun vadeli dış istikrazlar yapılmasını
çok faydalı ve lüzumlu görmekteyiz.
Bütün devlet iktisadî teşebbüsleri için, asıl sermayenin
yanında obligasyon çıkarmak usulünden faydalanılmasını, devlet bütçesinin yükünü
hafifletmek bakımından lüzumlu sayarız.
VERGİLERDE İCTİMAİ
ADALET ŞARTTIR
MADDE 75
Vergilerin içtimaî adalet kaidelerine uygun ve yurttaşların
ödeme kabiliyetleriyle mütenasip olmasını ve vergi sistemimizde, vasıtalı vergilerden
ziyade vasıtasız vergilere daha geniş yer verilmesini gerekli buluyoruz. Şahsi
takdire dayanan vergî usullerinden, vergi mahiyeti alan iane ve bağış
yollarından kaçınılmalını, vergi borcundan dolayı hapis cezasının
kaldırılmasını istiyoruz.
MADDE 76
Vergi sistemimizin ıslahı, cibayet usullerinin
sadeleştirilmesi ve daha emniyetli ve az masraflı hale getirilmesi suretiyle,
yeni vergiler konulmadan dahi, devlet gelirinin artacağı kanaatindeyiz.
MADDE 77
Memlekette iş hacmini daraltan istihsâl maliyetlerine
doğrudan doğruya tesir yaparak dış piyasalarla mübadeleyi güçleştiren veyahut hayat
pahalılığının amillerinden olan vergi ve resimlerden değiştirmeler ve
indirmeler yapılmasına, hayvan vergisinin birden veya tedrici surette kaldırılmasına
taraftarız.
HALKIN MENFAATİ,
HAZİNE MENFAATİNDEN ÜSTÜNDÜR
MADDE 78
Partimiz, Maliye işlerinin, hazinene menfaatini halkın menfaatlerinden
ayrı ve üsttün görmeyen; İktisadî ve içtimaî prensiplerimize uygun bulunan bir
anlaşmayla yürütülmesi lüzumuna kanidir. Bu esasın gerçekleştirilmesi yönünde, kazaî
ve idarî müeyyideler konulmasına çalışacağız.
BAYINDIRLIK VE
ULAŞTIRMA İŞLERİ
MADDE 79
Millî ekonominin gelişmesini geciktiren sebeplerden birisi
de ulaştırma ekonomimizin yetersizliği ve pahalılığıdır. Ulaştırma işlerimizi bu
görüşün gerekli kıldığı önemle ele almak fikrindeyiz.
MODERN YOLLAR İNŞÂA
EDİLECEK VE EN ÜCRA KÖYLERE DAHİ ULAŞIM SAĞLANACAK. GİDEMEDİĞİMİZ YERLER BİZİM
DEĞİLDİR.
MADDE 80
Modern yol yapım tekniği, büyük vasıtalara, makinelere
ihtiyaç göstermektedir.
Köy, bucak yolları dışındaki yapımın merkezden idaresini,
esaslı bir plân içinde büyük yol şebekeleri kurulmasını, bunların devamlı tamir
ve bakıma tabi tutulmasını zarurî görüyoruz. Bu bakımdan kanunlarımızda değişiklikler
yapılmalıdır. Özel kanununa göre, köy ve bucak yollarının süratle yapılması göz
önünde tutulmalıdır.
MADDE 81
Demiryollarımızın inşasına devam olunmalıdır. Demir
yollarımızı besleyecek kara yolları ile limanlar, depo ve antrepoların,
birbirlerini tamamlayıcı surette yapılmalarını ulaştırma sistemimizin içinde
görüyoruz.
ULAŞTIRMA VE
AKARYAKITTA UCUZLUK
MADDE 82
Ulaştırmada ucuzluğa sağlamak için her türlü taşıt
vasıtalarını ve yedek parçalarının memlekete getirilmesinde kolaylık
gösterilmesini, akaryakıt fiyatlarının ucuzlatılmasına çalışılmasını zarurî
bulmaktadır,
MADDE 83
Umumiyetle ulaştırma, depo ve antrepo ücret ve tarif
elerinin millî ekonomiye uygun olarak tespiti "Varant" usulünün
tatbiki, gözettiğimiz hedeflerdendir,
İSTİKBÂL GÖKLERDEDİR
MADDE 84
İstikbal hava nakliyatındadır. Bu konu üzerinde Önemle
duracağız.
TÜRK İHRACATI MİLLİ
VASITALARLA YAPILACAKTIR
DENİZCİLİK, TÜRK’ÜN,
BÜYÜK MİLLİ ÜLKÜSÜDÜR.
MADDE 85
Devlet deniz işletmeciliği ile ilgili bütün vasıtalarımızla
tesis ve teşekkülleri bir idare altında toplamayı gerekli buluyoruz. Özel
şahıslar elindeki deniz işletmeciliğini ve şilepçiliğini himaye etmeliyiz. Türk
ihracat mallarını, millî vasıtalarımızla dış pazarlara götürmek gayemiz
olmalıdır. Memleketimizin üç tarafı denizle çevrilidir. Coğrafi durumumuz,
endüstrisi, ticareti ve sporu ile bize, en ileri denizci bir millet olarak
yetişmek fırsat ve kabiliyetini vermektedir. Denizciliği,"Türkün büyük,
millî ülküsü” olarak kabul ediyoruz.
YURTTA SU MESELESİ
HALK İÇİN VE LEHİNE İMAR, İNŞÂA VE İHYA EDİLECEKTİR
MADDE 86
Çiftçimiz bir taraftan sel ve taşkınların tahripleri diğer
taraftan, kuraklığın acı neticeleri ile daima karşı karşıyadır. Yurtta su
meselesi, sağlık bakımından da çok büyük bir önem göstermektedir. Bu
sebeplerden, su işlerimize daimi artan bir hızla devam olunmasına çalışmak
hedefimizdir. Bu konuda başlanmış işler bitirilmeden yenilerine başlamamak, halin
icabıdır. Küçük su işleri üzerinde de ayrıca önemle durulması, bu işlerde
halkın ve ilgililerin de iştirakini sağlayacak tedbirler ve müeyyideler
aranmalıdır.
MİLLİ BÜNYEYİ KEMİREN
HASTALIKLAR
UMUMİ SAĞLIK İŞLERİ
MADDE 87
Nüfusumuzun ve istihsal kudretimizin çoğalması davasında
büyük bir amil olan umumî sağlık işlerimiz, artan bir hızla ve plânla yürütülmek
ihtiyacındadır. Bunun için, bütçeden, yeterli tahsisat ayrılmasını, sıtma başta
olmak üzere, millî bünyeyi kemiren bütün hastalıklarla esaslı surette mücadele
imkân be vasıtalarının sağlanmasını ve bu maksatla ilgili Bakanlıklarla da iş
birliği yapılmasını, Partimiz, memleketin en büyük ihtiyaçlarından sayar.
Demokrat Parti (DP) Kurucuları
07 Ocak 1946, TBMM - Ankara
M. Celâl Bayar: Eski Başbakan
A. Adnan Menderes: Aydın Milletvekili
Fuat Köprülü: Kars Milletvekili
Refik Koraltan: İçel Milletvekili
ATATÜRK’ün Zhou Enlai yoldaşı Celal Bayar’ın emanetine hiç ihanet etmemiş Sn.Nazlı Ilıcak bugünkü Aydınlık gazetesine bir Önkibar-uyum pekâlâ sağlayabilecek yapıdadır. Sn.Önkibar da, İhlâs Holding gazetesinde yazarken, aynı O'nun gibi, FETÖ'ye hiç aman vermez, kök söktürürdü.
YanıtlaSilATATÜRK'ün Zhou Enlai yoldaşı Celâl Bayar’a kulak verecek olsa, Sn.ERDOĞAN'ın GandikeMAL ile bir ‘düzeyli-birliktelik’ içine girmesi gerekiyor [bkz: «Bayar DP'lilere ‘CHP ile ortaklıktan korkmayın’ dedi» (3 sütun üzerine) başlıklı haberi, Yeni Ortam gzt., Sahibi Kemal Bisalman, Genel Yönetmen Yüksel Baştunç, Yazıişleri Müdürü Ender Erenel, Yıl 3 Sayı 742, 30 Eylül 1974 Pazartesi, Dizgi - Baskı Ortam Matbaacılık, Ankara Baskısı Halkçı Matbaası İşletmesi, s.1].
YanıtlaSil